Zor gelir insana tecrübeli olup iş arama sürecine girmek, hele de benim gibi şehir değiştirip çevrenizin ve iş imkanlarının nispeten kısıtlı olduğu bir yerde iş arıyorsanız. Bir de üzerine, 2 ay öncesine kadar işe alımcı koltuğunda oturan bir İK’cı iken, masanın karşısına geçip aday koltuğunda oturuyorsanız bir başka tuhaftır, onu da bir ara anlatırım 🙂

Ben ve benim gibi iş arayışı aktif olan arkadaşlar farkındadırlar, şu sıralar piyasanın ne kadar durgun olduğunun. Seçim öncesi ülkenin ve ekonominin geleceğinin belirsiz olması sebebiyle bekleme sürecine giren şirketler, şimdi de yılsonuna yaklaşmamız dolayısıyla kapanışlar, bütçeler, gelecek yıla ait perspektif çalışmaları gibi operasyonel eylemler sebebiyle işe alım süreçlerini yavaşlatmış hatta dondurmuş durumda. Haliyle bu durum, iş arayan arkadaşlarımda hayal kırıklığı ve umutsuzluk baş göstermesine sebep olmuş olabilir. Ben de bu aralar fazlaca meşgul olduğum iş arama faaliyetlerim hakkında bir şeyler karalamak istedim bugün.

İş aramaya başlarken yapacağınız ilk şey, plan ve strateji oluşturmak. “Ne istiyorum, ne hedefliyorum, önceliklerim neler, şirketlerde hangi özellikleri arıyorum, hangi pozisyonlara başvuru yapacağım, kariyer hedefime, nitelik ve tecrübelerime en uygun iş hangisi, beni mutlu edecek iş tanımı nedir” gibi sorular iş arama planını oluşturmak için ilk adımdır. Zaten bu kriterlere göre bulduğunuz iş ilanlarını okurken bile işin size uygun olup olmadığını anlıyorsunuz.

Plan ve stratejimizi oluşturduktan sonra ikinci adım, aklınıza gelebilecek her türlü iş arama yöntemini faaliyete geçirmek.
* Öncelikle bilgisayarınızda kendi oluşturduğunuz güncel ve özgün bir CV’niz mutlaka bulunmalı. Özgeçmiş hazırlama konusuna girmiyorum. İlk iş kariyer sitelerini taramanızı öneririm. Şehir tercihi, varsa sektör tercihi ve tabi ki iş alanı tercihi, isterseniz birkaç anahtar kelime yeterli olacaktır. Farklı alternatiflerle yeni ilanlar bulmak da olası.
* Bir diğer tercihiniz sosyal kariyer sitesi olan Linkedin olmalı. Faydası olabileceğini düşündüğünüz grupları takip edebilir, hem bilgi paylaşımı hem kendinizi tanıtma imkanı bulabilirsiniz. Ayrıca birçok şirket Linkedin hesabını aktif kullanıyor ve çoğu zaman ilanlarını bu sitede yayınlayabiliyor. Kariyer siteleri ve Linkedin sadece o hizmeti satın almış şirketler tarafından kullanılıyor ve bu şirketlerin sadece yayınladığı ilanlara ulaşabiliyorsunuz. Biz aktif iş arıyoruz dolayısıyla bununla yetinmeyip, daha fazla şirkete ve kendi database’ini kullanıp açık pozisyonlarını bu şekilde kapatan şirketlere de ulaşmamız gerektiğini biliyoruz.
* Hepimizin gönlünde yatan birkaç önemli şirket vardır, öncelikle bunlardan başlamak üzere, internette yapacağınız derin araştırmalar sonucu adını bile duymadığımız kurumsal/kurumsallaşmakta olan şirketlerin internet sitelerine, İK sayfalarına ve iletişim bilgilerine ulaşmalısınız. Bu faydalı bir yöntemdir, çünkü şirketin sitesini incelerken o şirketin size uygun olup olmadığının kararını da verebiliyorsunuz. Gerek İK sayfası üzerinden, gerekse iletişim bilgilerinden CV’nizi istediklerinize iletmelisiniz. Hatta üşenmeyin, bu şirketlerde çalışan İK Profesyonellerine telefon, mail, iletişim ağı aracılığıyla bir şekilde ulaşıp onlara direkt olarak niyetinizi belirtin (Bir İK’cı olarak benim dikkate değer bulduğum bir durumdur bu).
* Aynı şekilde bulunduğunuz şehirdeki İK Danışmanlık firmalarına başvuru yapmanız daha çok şirkete ulaşmanızı sağlayacaktır. Özellikle benim gibi İK’cıların kurumsala geçene kadarki süreci Danışmanlık firmalarında değerlendirmeleri, hem çevre hem deneyim açısından kendi yararlarına olacaktır.
* İş dünyasını takip etmek, değişen trendleri kaçırmamak ve bilgi birikiminizi artırmak için kariyer dergilerine ve internet bloglarına göz atmanızı tavsiye ederim. Bu sayede hiç bilmediğiniz şirketleri, sektörleri veya iş alanlarını tanıyıp, kariyer değiştirme kararı bile alabilirsiniz, kim bilir.
* İş arayan kesimin yaptığı en büyük hata, gününün çoğunu bilgisayar başında iş arayarak geçirmektir. Bu süreyi, gerçekleşecek olan etkinlikleri araştırmak için kullanıp, iş arama sürecindeki aktivitenizi kariyer fuarlarına, eğitimlere, kongrelere katılarak değerlendirmelisiniz. Bir kısmı ücretsiz veya makul ücrette olan bu etkinliklerde, hem iş ve sosyal çevrenizi genişletme hem de iş arayışınıza son vermenizi sağlayacak şirket yöneticisiyle tanışma imkanına sahip olabilirsiniz.
* Ve olmazsa olmaz son yöntem ise, iş ve sosyal çevreniz ile iletişim kurmanızdır. Aslında bağları hiç koparmamak en iyisidir, fakat eminim bazı sebeplerden görüşemediğiniz kişiler mutlaka vardır. Bu aşamada tüm tanıdıklarınızı, dostlarınızı, aile yakınlarınızı, öğretmenlerinizi, eski iş arkadaşları ve yöneticilerinizi düşünün. Mutlaka adını aklınıza getirdiğinizde sizi şaşırtacak ve fayda sağlayacak birisi çıkacaktır.

İş arama yöntemlerini tamamlamak mümkün değildir, çünkü sürekli kendini yeniler ve bu da uzun bir süreç demektir. Zaten bu faaliyet esnasında muhtemelen iş bulacaksınızdır. İş arama süreci devam ederken, telefonunuzun her an çalma ve görüşmeye çağrılma ihtimaline karşı daima hazırlıklı olun. Belki siz güne erken başlamıyor olabilirsiniz, fakat çalışma hayatı öyle değil. Sizinle telefon mülakatı yapmak isteyen İK’cının saat 9’dan itibaren sizi arayabilme ihtimalini göz ardı etmeyin. Hayatınızın fırsatını, açılmamış bir telefon ya da uykulu bir konuşma ile kaçırmak istemezsiniz değil mi? Görüşme randevusu aldığınızda ise önceden hazır olursanız, bir tekrar yeterli olacaktır. Aksi halde, hissedeceğiniz stres görüşmeye etkin şekilde hazırlanmanıza mani olabilir, bu da özgüven eksikliğine.

Tabi ki bu sürece girdiğinizde, günlük hayatı da es geçmemelisiniz. Bir daha bu kadar boş vakti bir arada bulamayacağınızı düşünerek, yapmak isteyip de yapamadığınız şeyleri yapın. Kendinizi mutlu edin, hatta şımartın. Hobilerinize vakit ayırın, yeni hobiler bulun. Görmek istediğiniz yerleri keşfe çıkın. Uzun zamandır görmediğiniz arkadaşları ziyaret edin. Okumak isteyip de yorgunluktan bir türlü okuyamadığınız kitapları okuyun. Merak ettiğiniz dizi serisini bitirin. En önemlisi de, mutlaka her gün sokağa çıkıp hava alın. Bırakın gün ışığı sizi canlandırsın, size enerji versin. Şu sıralar en çok ihtiyacımız olan şey bu.

Bu sıkıntılı iş arama süreci, iş görüşmelerine katıldığınız, karşılıklı olarak anlaştığınız ve iş teklifini kabul ettiğinizde yani iş bulduğunuz anda sona eriyor. Bundan sonra çok daha tatlı bir heyecan ve merak işin içine giriyor.

Şimdi kendini tembelliğe ve umutsuzluğa bırakmadan sabırla çalışma zamanı. Çünkü iş aramak aslında en büyük iştir. Unutmayın, bu süreçte yalnız değilsiniz ve bu demek oluyor ki rakipsiz değilsiniz 🙂

İş ararken ümidinizi kaybetmediğiniz, her yeni güne gülümseyerek “bugün o gün olabilir” düşüncesiyle başlamanız dileğimle,

Sevgiler.

Not: Yastayız, kelimelerin kifayetsiz kaldığı 10 Kasım 1938 günü saat 09:05’ten beri.. Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, sevgi, minnet, rahmet ve özlemle anıyoruz, arıyoruz. İzindeyiz Ata’m.

Share This:


0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.