15 Eylül 2017 tarihinde başladığım yazımdan..

Herkese Merhaba,

Bundan 6 ay önce, “Hayata Dair B Planı” isimli bir yazı yayınlamıştım. Kısaca oluşabilecek aksiliklere karşı mutlaka B Planınız olması gerektiğinden bahsederek, konuyu içinde bulunduğum duruma bağlamıştım. Bugün ertelediğim planları hayata geçirmeye başladığım gün olduğu için o günkü yazımda size verdiğim sözü tutarak planım neydi ondan bahsedeceğim.

Biliyorsunuz radikal bir kararla 2015 Kasım ayında İzmir’e yerleştim, detaya girmeden bazı zorunluluklardan dolayı diyelim. Fakat geçen 2 yıllık süre içinde, belki mega kent İstanbul’u bir kere yaşadığım için bilemiyorum, güzel İzmir’e bir türlü alışamadım. Küçük, sıkıcı, yavaş ve bomboş geldi. Yaz aylarında haftasonu kaçamaklarının güzelliğinden bahsetmiyorum, tahmin edersiniz 🙂 Ama tüm yaz maalesef Çeşme’de geçmiyor, İzmir’in merkezinde bulunmak zorunda kaldığınız zamanlarda açık yer bulmak ne mümkün, havanın 42 derece seyrindeki sıcaklarında işe gitmek zorunda olmak hele aman aman.. 😐 İtiraf ediyorum zor bir yazdı. Kış aylarında deseniz yapacak çok şey bulamadığınızı farkediyorsunuz, sosyal ve kültürel etkinlik olarak maalesef gelişmediğini farkettim İzmir’in, İstanbul’da yaşadığım 6 sene boyunca, her şey bıraktığım gibiydi. İş derseniz evet çalışıyorum, fakat gelişim alanı bulabileceğiniz iş fırsatı öyle kısıtlı ki, şirketlerin çoğu yerel ve sayıca az, geçiş yapmak isterseniz çoook beklemeniz gerekir. Girdiğiniz yerden emekli olmak gibi bir düşünceniz varsa, İzmir çalışmak için efsane bir şehir 🙂

Velhasıl sürenin uzamasına rağmen bir türlü İzmir’e alışamadım. Tam artık dönüyorum dediğim noktada, yani yazıyı paylaştığım süreçte, yaşadığım bazı aksilikler bir süre daha burada kalmam gerektiğini gösterdi bana. Gerçi, iyi ki de kalmışım, buradakilerin bana ihtiyacı vardı diye şükür ediyorum şu an.

Artık bahsettiğim sürenin sonuna geldik, benim için “gitme” çanları çalmaya başladı. Ailemin de desteğini alarak, gözümü karartıp yöneticimle istifa görüşmemi gerçekleştirdim. İş bulmamıştım oysa ki, artık nasıl kafaya koyduysam 🙂 Şansım yaver gitmiş olacak, 2 aylık ihbar sürem bitmeden İstanbul’dan iş teklifi aldım. Ee ne de olsa İstanbul hem iş hem sosyal etkinlik anlamında derya deniz, şükürler olsun.

İzmir’den ayrılmama 15 gün kala yavru bir kedi buldum sokakta, daha doğrusu o beni buldu 🙂 iş teklifi alırsam bu kedi benim şansım olacak ve sahipleneceğim dedim. Bir nevi hayır işlemek istedim. Kedimin şansına belki, teklifi alınca sahiplendim, benimle beraber İstanbul’a geldi 🙂 Şanslı bir kedi mi bilmiyorum ama ev buldu, şehir değiştirdi, karnı doyuyor, aşılanıyor, soğuktan korunuyor.

Şimdilik İstanbul’da hayat benim için devam ediyor, fena da sayılmaz 🙂 geçtiğimiz 2 yılda İstanbul’un daha da kalabalıklaştığını, insan kalitesinin maalesef düştüğünü, her yerde bir çalışma ve bina inşaatı olduğunu ve açıkçası şehrin eskidiğini farkettim. Yine de 7/24 yaşayan, koşturmacalı, zengin içerikli ve dinamik oluşundan bir şey kaybetmemiş 🙂 Herşeye rağmen, ben planımı hayata geçirdiğim için memnunum.

Hayatta ne aradığınız ve ne beklediğiniz çok önemli, kendinizi tanıyın ve isteklerinize göre hareket edin. Mutlu olacaksınız! Ve ne olursa olsun planlarınıza alternatifler üretin, oluşabilecek aksiliklere karşı.

Planlarımızın gerçekleştiği günler dileğimle,

Sevgiler.

Share This:

Kategoriler: Hayata Dair

0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.