Harika Bir İşe Alım Programı

Herkese Merhaba, Geçtiğimiz günlerde, konusunda ehil olan toptalent.co’dan “Harika bir işe alım programı yapmanın sırları” isimli bir mail aldım. Bildiğiniz gibi, kendileri yeteneğe ulaşmanın ve onları çekmenin dijital yollarını araştırıp bizlere en iyi çözümleri sunuyor. Söz konusu mail içeriğinde “Neden bir işe alım programı kullanmalıyız?”, “Program içeriğinde neler olmalı?”, “Nasıl Devamı…

Yetenek Trendleri Değişiyor

Herkese Merhaba,

Geçtiğimiz günlerde Linkedin Yöneticisi’nden bir mesaj aldım. Muhtemelen tüm işe alımlardan sorumlu İK’cı ya da üst düzey yöneticilerle paylaşmışlardır. Mesajın başlığı, “2016 Türkiye Yetenek Trendleri” idi. Mesajın içeriğinde bir PDF dosyası mevcut, buraya eklemem mümkün değil tabi ki. Fakat 25 sayfadan oluşan bu araştırma dosyasında yazan bilgileri sizinle paylaşmak adına derlemek istedim. Derleyip yazarken kendim de öğrenmiş olacağım tabi ki, bir taşla iki kuş 🙂

(daha&helliip;)

Share This:

İyi İşveren Markası Olmak

Herkese Merhaba,

Uzun zamandır işveren markası hakkında yazmak istiyordum. Hatta büyük bir keyifle yazıp Şubat 2013’te yayınlamış olduğum “Yetenekleri Keşfedelim, Şirketimize Çekelim, Yönetelim..” isimli yazımda, ucundan kıyısından dokunmuş ve bu konu hakkında yazacağımın sinyallerini vermişim. Kısmet bugüneymiş.

Bir İK’cı olarak, işveren markası kavramının şirketler için ne kadar önemli olduğunun bilincindeyim. Ve çalıştığım şirketlerin iyi işveren markasına sahip olması, tabir-i caizse çalışılası ve tercih edilesi şirketler olması için de elimden geleni yapacağıma eminim. Çünkü günümüz rekabet ortamında üstünlük sağlamanın yolu iyi işveren markasına sahip olmaktan geçiyor. Entelektüel sermayeye değer verilen günümüzde, iyi şirket iyi çalışanlardan oluşuyorsa, yetenek olarak adlandırdığımız iyi çalışanları şirketimize çekebilmek ve elde tutabilmek gerekiyor.

Peki nedir bu son zamanlarda sık sık konuşulan işveren markası?

(daha&helliip;)

Share This:

Yetenekleri Keşfedelim, Şirketimize Çekelim, Yönetelim..

Herkese Merhaba, Öncelikle bu kadar uzun (4 ay) bir ara vermiş olmanın huzursuzluğu içinde olduğumu belirtmek istiyorum. Neden yazmadığımı soracak olursanız, tamamen vakitsizlik bahanesine sığınarak kendimi küçültmüş olacağım, ama durum bu. Hepimizin bir günü 24 saatken bazılarımız zamanı iyi yönetemedikleri için bloguna yazı eklemek gibi yüce bir eylemi gerçekleştiremiyor maalesef. Devamı…

önce , Cansu tarafından