Zaman gerçekten göreceli bir kavram. Mutlu, huzurlu olduğumuz anlarda çabucacık geçen, stresli, üzüntülü, sıkıntılı olduğumuz anlarda ise geçmek bilmeyen meret. Bazen “bir gün 24 saatten fazla olmalı, yetişemiyorum” deriz, bazen de “off bitmiyor bugün bitmiyor” deriz.

Çok yoğun olarak çalıştığım ve sürekli aklımda olsa da bloguma vakit ayıramadığım bugünlerde, zaman ve yönetimi konusuna değinmeye karar verdim. Ben ve benim gibiler için ipucu niteliği taşıyan, zamanı etkin kullanabilmek adına okuduğum taze bilgileri paylaşmak istiyorum.

En önemli kriterimiz, zaman tuzaklarından kurtulmak! Peki nedir değerli zamanımızı çalan hırsızlar?

  1. Plansızlık: Plan yapmak bazılarımız için kısıtlayıcı bir unsur olarak görülebilir. Aksine, hayatı planlı ve düzenli olanlar özgürce tüm işlerini yapacak zamana sahip olurlar.
  2. Öncelikleri belirleyememek: İnsan aklına gelen her şeyi yapmak ister, fakat yapılacakları önem sırasına göre ayarlamamak istenen hiçbir şeyin yapılamamasına sebep olur. Bu nedenle yapılmak istenenler belirlenmeli ve sırası ile yapılmalıdır.
  3. Ertelemek: Mecbur olunduğu halde tamamlanmak istenmeyen işlerin sürekli olarak ertelenmesi, en büyük zaman hırsızlarından biridir. Ne olursa olsun eldeki iş tamamlanmalı ki sonra gelecek daha keyifli işlere zaman bulunabilsin 😉
  4. Dağınıklık: Maalesef birçoğumuz için dağınık çalışma söz konusu. Belgelerin, raporların, önemli notların düzensizlik içerisinde kaybolup gittiği, istenildiğinde anında ulaşılamadığı görülmektedir. Bunun yerine, her belgeyi ayırarak dosyalamak, hem zaman tasarrufu hem de düzenin verdiği güveni sağlar.
  5. Zaman sınırı belirleyememek: Yapılması planlanan işler için belli bir zaman diliminin belirlenememesi, işlerin alabildiğine uzamasına sebep olur çoğu zaman. Öncelikli olarak bitirilmesi gereken işin, belirlenen bir zamana kadar tamamlanması gerekmektedir. Bu da karşımıza planlamayı çıkarmaktadır.
  6. Hayır diyememek: Zamanımızı çalan bir diğer hırsız ise, çevremizde bizden iş ve vakit isteyen insanlardır. Ekstra mesai harcanmasını gerektiren bu durum, genellikle hayır diyemediğimiz için zamanı etkin kullanamamak olarak bize geri döner.

Evet zaman tuzaklarından bahsettik, peki bunlardan kurtulmanın yolları nelerdir? Zamanı nasıl yönetebiliriz?

  1. Randevu, toplantı ve iş planları için ajanda kullanmanın önemini kavramak gerekir. Akşam, ertesi günün yapılacakları önem sırasına göre belirlenmelidir. Ertesi gün ise listede olan her iş tamamlanmalı, yarım kalmasına izin verilmemeli. Uzun sürecek işler için ise belli bir zaman sınırı olmalı.
  2. Kendini ödüllendirmenin, diğer görevlere geçmek için motivasyon kaynağı olduğunu bilmek gerekir. Tam zamanında başarılan işin ardından yapılacak bir içsel konuşma, kendimizi huzurlu hissettirecek yegane yoldur.
  3. Her akşam, o gün yapılacaklar listesini ve yapılanları gözden geçirme alışkanlığı kazanılmalı. Hafta veya ay sonunda yapılacak durum değerlendirmesi ise, zamanın ne derece etkin kullanıldığının göstergesidir. Böylece, iyileştirme çalışmalarına başlamak mümkündür.
  4. Ertelememenin önemi büyüktür. İşlerin olduğu kadar kendimize vakit ayırmanın da ertelenmemesi gerekir. Bu aşamada tembellikten kurtulmalı ve başarılan bir iş sonucu neyin bizi motive edeceğine karar vererek onu yapmalıyız.
  5. Yardımseverlik doğamızda olsa da, önceliğin kendimizde ve kendi işlerimizde olduğunu bilmeliyiz. Bazen “önce ben” mantığı gerekmekte ve işe de yaramaktadır.

Aslında hepimizin bildiği, fakat uygulamakta zorlandığı bu ipuçlarını yavaş yavaş kulağıma küpe ediyorum. Ve zamanı yönetme becerisine sahip olmaya başladığımı fark ediyorum. Örneğin, bugün çok sevdiğim ve deli gibi yazmak istediğim bloguma zaman ayırabildim 🙂 sonuç: full motivation 🙂

Zamana hükmedebildiğimiz ve kontrolün elimizde olduğunu bildiğimiz, istediğimiz her işi zamanında ve eksiksiz tamamladığımız günler olması dileğiyle,

Şimdilik hoşçakalın..

Share This:

Kategoriler: İK

2 yorum

Gökhan Yılmaz · 9 Haziran 2012 08:31 tarihinde

Cansu hanım paylaşım için teşekkürler…Hakikaten zaman yönetimi hayatımızın çok önemli bir bölümünü işgal etmekte.Onu doğru paradigmalarla kullanmadığımız takdirde hallaç pamuğu gibi dağılıyoruz.
Zaman yönetimi başlangıç olarak eğitim sisteminin her kademesine gömülü olarak hizmet vermelidir diye düşünüyorum.Zira zamanı en kötü şekilde israf ettiğimiz süre eğitim hayatımızdır..

Yazılarını özlemişim..:)

Sevgi ve saygılarımla

    cnserdgn · 9 Haziran 2012 20:06 tarihinde

    Teşekkür ederim Gökhan Bey, ben de yazmayı çok özlemişim 🙂 umarım bundan sonra zamana hükmedebilir ve bloguma daha fazla vakit ayırabilirim..
    Saygılarımla,

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.