Herkese Merhaba,

TED konuşmalarını neredeyse hepimiz biliyoruzdur. TED Talks, “Paylaşmaya değer fikirler” mottosuyla ortaya çıkmış, aklınıza gelebilecek her konuda fikri olanların buluştuğu ve düşüncelerini paylaşma fırsatı yakaladığı yeni nesil bir platformdur. 2015 yılında TEDx’te fikirlerini paylaşmış olan Amerikan Psikiyatrist Robert Waldinger’in 12 dakikalık konuşmasını çok değer verdiğim bir arkadaşıma iletmişim. Geçtiğimiz günlerde, eski maillerimde başka bir şey ararken denk geldiğim “Hayatı Güzelleştiren Şey Nedir?” isimli bu konuşmadan yola çıkarak, size Waldinger’in paylaşımından bahsetmek istiyorum.

Waldinger, yetişkin yaşamı üzerinde yapılan en uzun süreli mutluluk araştırmasının yöneticisi ve konuşmasında bu çalışmanın şaşırtıcı sonuçlarından bahsediyor. Söz konusu araştırma tam 75 yıl sürmüş, ne büyük bir sabır değil mi 🙂 Waldinger ve ekibi, 75 yıl boyunca 724 erkeğin hayatını izlemeye alarak, anlamlı, sağlıklı ve mutlu bir hayata nelerin yol açtığını ortaya çıkarabilmek için işlerini, ev yaşamlarını, sağlıklarını ve ilişkilerini sorgulamışlar. Çalışmanın söz konusu deneklerin çocuklarıyla devam ettiğini belirten Waldinger, araştırmada sanılanın aksine para, şöhret, güç gibi kişiye mutluluk getireceğine inanılan şeylerin gerçek anlamda kalıcı mutluluk getirmediğini gözlemlediklerini ifade ediyor.

Yapılan bu 75 yıllık araştırmanın onbinlerce sayfalık raporlarından çıkan en önemli sonuç ve bizlerin alması gereken en büyük ders ise şudur:

“İyi ilişkiler bizi daha mutlu ve sağlıklı kılar.”

Bu değerli sonuçtan yola çıkarak, ilişkilerle ilgili üç ders almak gerekir:

1. Sosyal ilişkiler gerçekten yararlıdır. Yalnızlık ise yok edicidir.

Araştırmanın sonunda, ailesine, arkadaşlarına, çevresine ve topluma sosyal açıdan bağlı olan kişilerin daha mutlu, bedensel olarak daha sağlıklı ve çevresi sınırlı olan kişilerden daha uzun yaşadıkları anlaşılmıştır. Hatta yalnızlığın zarar verici olduğu, yalnızların daha mutsuz olduğu, sağlıklarının orta yaşlarda bozulmaya başladığı, beyin fonksiyonlarının daha erken gerilediği ve yalnız olmayanlardan daha kısa yaşadıkları gözlemlenmiştir.

  2. Yakın ilişkilerin niteliği önem taşır. Güzel, sıcak ilişkiler koruyucudur. Sorunlu ilişkiler ise zarar verir.

Araştırmada, anlaşmazlıkların ortasında olmanın sağlığı olumsuz etkilediği ortaya çıkmıştır. Şiddetli geçimsizliğin olduğu, muhabbetin olmadığı, mutsuz evliliklerin sağlığa zarar verdiği ve hatta boşanmaktan daha acı sonuçlar doğurduğu gözlemlenmiştir. İyi ve samimi ilişkilerin, yaşlılığın bazı sonuçlarından bizleri koruduğu ortaya çıkmıştır. Orta yaşlarında yalnız olmayı seçenlerin, yaşlandığında duygusal ve fiziksel acılarının daha fazla olduğu, iyi ilişkilere sahip olanların ise ruhen daha huzurlu olduğu ve fiziksel acılarının daha az rahatsız edici olduğu gözlemlenmiştir.

  3. İyi ilişkiler sadece vücudu değil, aynı zamanda beyni de korur.

Hayat arkadaşına güvenle bağlı ve samimi ilişkiler kuran kişilerin ilerleyen yaşlarda hafızaları daha uzun süre kuvvetli kalırken, ilişkilerinde tam güven hissetmeyen kişilerin erken hafıza zayıflıkları çektiği ortaya çıkmıştır.

Özetle, iyi ve samimi ilişkiler mutluluğumuza yararlıdır. Söz konusu araştırma, hayatta başarılı ve mutlu olan insanların aile, arkadaşlar ve toplumla ilişkilerine önem verenler olduğunu göstermiştir.

Waldinger’in söylediği gibi, bu çok eski kadim bir bilgidir. Sağlıklı bir hayat, iyi ilişkilerle inşa edilir. Biz insanların neden bunu anlaması bu kadar zor ve kulak ardı etmesi bu kadar kolay?

“Hayat öyle kısa ki, tartışmalara, özür dilemelere, kıskançlıklara, hesap sormalara zaman yok. Sadece sevmek için zaman var. Ve bunun için tabir-i caizse sadece ‘bir an’ var.” der Mark Twain ve Waldinger konuşmasını bu şekilde sonlandırır.

Hayatı anlamlı yaşamak ya da yaşadığınız hayata anlam kazandırmak; kendinizi sağlıklı, mutlu ve tam hissedebilmek için doğru şeylere yatırım yaptığınızdan, zamanınızı ve enerjinizi doğru şeylere harcadığınızdan emin olun! Paraya, şöhrete ve güce değil mesela; konumuz biraz daha derin 🙂

Biraz düşünün derim..

Şu anda okumakta olduğum Johann Hari’nin “Kaybolan Bağlar” kitabında hayata anlam katan şeylerden ve bunlara hayatımızda nasıl yer vereceğimizden bahsediyor. Tam da bu konuyla ilgili olduğunu düşündüğüm kitap biter bitmez, hakkında bir şeyler karalamak isterim.

Sevgiler.

Robert Waldinger’in bu nefis konuşmasını buraya bırakıyorum. Belki bir de ondan dinlemek istersiniz..

Hayatı Güzelleştiren Şey Nedir?
Robert Waldinger

Share This:


6 yorum

Şakir · 13 Şubat 2020 08:53 tarihinde

Yüreğine, kalemine sağlık. Çok güzel açıklamışsın. Duygusal bağlar, her zaman maddi bağlardan üstündür. Tarhana çorbasını içerken aldığın hazzı seven ve sevdiklerinle paylaşmadıktan sonra havyar yerken alamaya bilirsin. Sevgiler.

    Cansu · 13 Şubat 2020 09:13 tarihinde

    Çok teşekkür ederim. Aynen öyle, hayat paylaştıkça güzel 🙂 teşekkürler katkıların için.

      Gökhan Yılmaz · 23 Şubat 2020 16:41 tarihinde

      Her zaman ki gibi nefis bir makale olmuş

      Çağ ilerlese de insan ilişkilerinde mutluluk etmeni değişmeyecek.

      Egodan uzak, ekmeğini, desteğini esirgemeyen, yardımlaşma kültürü zengin, farklılıkları zenginlik olarak gören insanların gittikçe artması dileğiyle.

      Ben değil biz olma kültürünün çoğalması dileğiyle.

      Sevgiler

      Gökhan

        Cansu · 23 Şubat 2020 19:19 tarihinde

        Çok teşekkür ederim katkıların için Gökhan. Dileklerin, gerçekten ihtiyacımız olan şeyler.

        Sevgiler.

FERHAT VURMAZ · 24 Nisan 2021 20:05 tarihinde

Cansu, kalemine sağlık. Çok güzel bir yazıydı. Bu bana insanın geçirdiği evrimi anımsattı. Tabii ki biz buna olgunlaşma diyoruz. Zamanla güzelliğin, maddi şeylerin önemli olmadığının farkına varıyoruz. Farkına vardığımız da hayatımızın yarısı boşa geçiyor elbette. Örneğin daha iyi bir araba, ev almak için daha çok çalışmak yerine zamanını ailene, dostlarına ayırmanın daha değerli olduğuna inanıyorsun. Örneğin daha güzel/ yakışıklı bir eş yerine daha çok güvenebileceğin, eğlenip daha iyi zaman geçirebileceğin birisi daha önemli oluyor. Gibi gibi. Elbette her insan bu farkındalığı yaşamayabilir. Ve bu satırların arasından bir cümle ne güzel öne çıkıyor. Sadece sevmek için zaman var. Evet insanları, doğayı, hayvanları sadece sevmek için zaman var.

    Cansu · 24 Nisan 2021 20:49 tarihinde

    Teşekkür ederim Ferhat katkıların için, ne güzel söyledin olgunlaşma ile gelen farkındalık, geç de olsa gelsin..

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.