Herkese Merhaba,

Bir süredir ortalıkta yoktum. Bu süreçte hayatın farklı yönlere evrilmesinin olası olduğunu farkettiğim dönemlerden geçtim, hala da geçiyorum. 6 aydır kurumsal hayattan uzaktayım, fakat yeni donanımlarla hızlı bir dönüş yapmak istediğim için bugünkü konumu buna göre seçmek istedim. 5 yıl önce tanıştığım “yoga”da profesyonelleşme, kendi pratiğimi oluşturma, kendime yolculuk yaparak derinleşme ve tüm tecrübelerimi paylaşmak üzere attığım adımlar beni bu yazıyı yazmaya itti. İş hayatında yoganın yeri ve faydalarının, stres düzeyi yüksek olan bu günlerde hepimizin görmesi ve uygulaması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum.

Yazının mottosu şu olsun. Sağlığını kaybetme, yogayı dene! 🙂

Şimdi birkaç kez derin ve uzun nefes alıp verdikten sonra sakince gözlerini kapat. Nefesinde kalmaya devam ederken, bir iş gününü gözlerinin önüne getirerek imgelemeye başla. Sabah 7:00’da güç bela yataktan kalkıp, gerekli hazırlıklar sonrası kahvaltı bile yapmadan trafikle cebelleşerek ofise gittiğin, 8:00’dan (iyi ihtimalle) 18:00’a kadar masa başında bilgisayara, evraklara, toplantılara ve (sorun çıkaran) insanlara odaklandığın, keyif aldığın birkaç arkadaşınla ofis dedikodusu yaptığın ya da akşamki dizi/maçı konuştuğun ofis macerası sonrası, tekrar trafiğin içine girip belki yanında getirdiğin iş için evine gittiğin ya da kafanı dağıtmak için arkadaşına uğradığın, ansızın saatin gece yarısına yaklaştığını farkedip sabah aynı rutini yaşamak için yatağa girdiğin bir gün olabilir bu. Çoğu okurumun gözünün önüne gelenler bunlardan ibaret olacaktır.

Peki bu hikayede sen neredesin? Kendinle ilgili herhangi bir şey farkettiğini görebildin mi? Kendini hissetmediğin bir gün daha akıp gitmiş…

Yoga fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak sağladığı bütünsel fayda ile seni sağlıklı kılmaya ve sana yardımcı olmaya aday. Yogayı bir spor olarak düşünme, yoganın özünde bir amaç yoktur, belirlenen bir hedefe ulaşmak için yoga yapmazsın, yogada sadece sen varsın, kendinle baş başasındır. Yoga, bir pozu yapabilmek değil, poza giden yolda kendinle ilgili ne öğrendiğindir. Sakinleşmek, enerjini açığa çıkarmak ve doğru kullanmak, duruşunu düzeltmek, nefes kaliteni artırmak, olanı olduğu gibi kabul etmek, anda kalabilmek ve yaşadığın her anı farketmek, zihnini kontrol etmek, konsantrasyon sağlamak, içe dönerek kendini keşfetmene yardımcı olmak, kendini tanıdıkça sosyal ilişkilerini düzenlemek gibi sonuçlar yoga sayesinde kendinin sana armağanıdır.

Yoganın basamaklarından asana, yani yoga pozları ve duruşları, yoga pratiğinin ana kaynağını oluşturuyor. Az önce bir iş gününü imgeledin. Bedenine yaşattığın çileyi düşün. Tüm gün ofiste bilgisayar başında iken bacaklarını sabitledin, beline çöktün, sırtını kamburlaştırdın, omuzlarını içe kapadın, boynunu sıkıştırdın, kaşlarını çattın, dişlerini sıktın, kısa ve kesik nefesler aldın, yeri geldi nefesini tuttun. En önemlisi bunları yaptığının farkına bile varmadın. Yogada esas olan bir asanada iken yani pozun içinde iken, nefesi kullanarak bedenin farkına varmak. Yogayı burada nasıl kullanabilirsin? Kendini sıktığını, bedenini sıkıştırdığını farkettiğin an, ki bunu nefesini kullanarak her an farkedebilmen temennim, omurganı düz ve uzun bir hale getir, omuzlarını geriye yuvarlayarak göğsünü fışkırtmadan dik dur, bunun için karnının da aktif ve uzun olmasına dikkat et, çeneni hafifçe kendine doğru çek, bilgisayar ekranını tam göz hizasına alman bu doğru duruşu çalışırken de devam ettirmeni sağlayacaktır. Duruşunu değiştirerek ruh halinin iyileştiğini farkedeceksin. Aynı duruşu yürürken, konuşurken, toplu taşıma kullanırken, ayaklarını sağlam yere basarak herhangi bir yerde sıra beklerken de yapabilirsin. Zaten doğru duruşu tecrübe ettikten sonra bırakamayacağına eminim 🙂

Omurganın doğru kullanımı özgüven sağladığı gibi, sana hayat veren nefesinin yani yaşam enerjinin (prana) bedeninde verimli akışını sağlayacak ve her zamankinden fazla enerji ortaya çıkaracak. Derin, uzun ve ritmik nefeslerle bedenini beslediğini, bu sayede zihninin berrak, aktif ve konsantre olduğunu farkedeceksin. Zihninin her zamankinden daha uyanık olması ortaya çıkan enerjiyi doğru kullanmanı sağlayacak. Mantıklı düşünmek, doğru değerlendirmeler yaparak sağlıklı karar almak, kendini disipline ederek günü verimli geçirmek, çözüm üretmek, güçlü bir hafızaya sahip olmak ve olayları tüm yönleriyle ele almak senin için daha kolay olacak. Prananın muntazam akışı ruhunun sakinleşmesini, özsaygının artmasını, olmakta olandan keyif almanı, başta bahsettiğim sorun çıkaran insanları olduğu gibi kabul ederek gereksiz çatışmalara girmemeni sağlayacak, kısaca sinir sistemine iyi gelecek.

Ofiste çalışırken ihtiyaç hissettiğin her anda, bir fırsat yaratarak meditasyon yapabilirsin. Doğru duruşa yerleştiğinde gözlerini kapatarak, anda kalmanı sağlayan en önemli enstrümanın olan nefesini kullanarak fiziksel bedenini izleyerek zihnini odaklayabilirsin. Sürekli pratiklerinle meditasyonda derinleşmeye başladıysan saat kurmanı öneririm, meditasyonda geçen 20 dakikanın sana 5 dakika gibi gelmesi olası çünkü 🙂 Aynı şekilde trafikte, servis ya da toplu taşıma kullanıyorsan meditasyon yapabilirsin. Nefeslerle birlikte bedeninin farkına varıp, zihnini odaklayarak gün içinde yogik ruh halinde kalman mümkün.

Ve daha nicesi… Yaşadıkça beni anlayacaksın! İK’cısı olduğum şirkette bir araya gelirsek, bu deneyimi beraber yaşayabiliriz 😉

Söz konusu hareketler ve nefes teknikleriyle ilgili ilerleyen günlerde yazacağım “Ofis Yogası” başlıklı yazımda seni bilgilendireceğim için burada detaylandırmıyorum.

Yoga, iş ve özel hayatında stresten arınmanı ve dingin bir birey olmanı sağladığı gibi, kendinle ve başkalarıyla olan ilişkilerini düzenler. Kısacası yoga seni bir denge haline getirir.

Bu yazımla çok iyi gidecek bir şarkı bırakıyorum tam da buraya 😉 belki sen de mesajı alırsın 🙂

Yoga için kendine alan ve zaman açman dileğimle,

Sevgiler.

Share This:


0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.