Herkese Merhaba,

Geçtiğimiz haftalarda Per-Yön Ege Şubesi olarak gerçekleştirdiğimiz kahvaltıda, “Bu seneki zirvede neler konuşulmalı?” sorusuna biz katılımcılardan çokça cevap geldi. Benim en çok ilgimi çeken konu ise mavi yaka oldu, hatta ismini biraz değiştirip “Mavi’ye dokunmak” diyelim dedik, böyle bir konumuz olmalı bir oturumda. Farkettim ki, en çok unuttuklarımız, aynı zamanda en olmazsa olmazlarımız mavi yakalı çalışanları konuşmamız gerekiyor bu zirvede ve diğerlerinde.

Zaman zaman denk geliyorum makalelerde mavi yaka zirvelerine, diğer konular kadar rağbet görmese de tabii. Fakat belki siz de dikkat etmişsinizdir, son zamanlarda kariyer dergilerinde, online platformlarda, bloglarda ve şirket prosedürlerinde dijitalleşme, yetenek yönetimi, eğitim oyunlaştırma, esneklik gibi konularda makaleler ve uygulamalarla karşılaşıyoruz. Aslında unutuyoruz, bu gibi uygulamaların çoğunlukla beyaz yakalıya hitaben yazıldığını.

Şunu anlamalıyız ki, mavi yakalı çalışan arkadaşlarımız bu uygulamalarla mutlu olmuyor. Söz konusu uygulamalara kadar, önceliklerinde çok farklı şeyler, mutlu olmak istedikleri öyle farklı noktalar var ki.

Peki, mavi yakalı çalışanlar en çok nelerden mutlu oluyor dersiniz?

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, ücret ve sosyal haklar ilk sırada. Tanınma ve takdir ihtiyacı yine üst sıralardaki yerini koruyor. Yeni neslin de eklenmesiyle, mavi yakalı çalışan arkadaşlarımızın kişisel ve mesleki gelişimi ile kariyer yollarının açık olmasına verdiği önem de artıyor. Adil bir performans değerlendirme yapılması ve çalışanların bu sisteme inanması önem taşıyor. Şirket içerisindeki bilgi akışının fazla olmasını ve üst yönetimin ve diğer birimlerin kendileri ile açık iletişimde olmalarını istiyorlar.

Şirketlerdeki yeniliklerin, yaratıcı fikirlerin ve yatırımların çoğunlukla beyaz yakalılar için yapılıyor olması, mavi yakalı çalışan arkadaşlarımızı hepten mutsuz ediyor. İşte tam da bu sebeplerle, İK’nın fazladan bir çaba göstermesi mecburiyeti doğuyor. İK, bölüm ayırt etmeden herkesle iletişimini kuvvetli tutmak, sahada daha aktif görev almak ve tüm seviye çalışanları tek tek dinlemek, anlamak ve kendilerini onların yerine koyabilmek durumundadır.

Bu yüzden, mavi yakalılarla çalışan İK’cıların hizmet sektöründe çalışanlara oranla çok çeşitli deneyimlere sahip olduğunu düşünüyorum. Hatta geçen gün işyerinden bir arkadaşımla sohbetimizde, kariyer hedefleyen bir İK’cının kariyerinin herhangi bir döneminde mutlaka üretim sektöründe görev alması gerektiğini ifade ettik.

Bu konuyla ilgili olarak, farklı düşünmemi sağlayan bir anımı paylaşarak yazımı sonlandırmak istiyorum. Şu an çalışmakta olduğum şirkete başlamadan önce, bir üretim firması ile gerçekleştirdiğimiz mülakatta İK Müdürü’nün bana yönelttiği, “Sence bizde çalışan mavi yaka işçiler ne ile mutlu olurlar, bizden beklentileri nelerdir?” sorusu, beni mutlu eden şeylerin onlar için öncelik olmadığını anlamamı sağlamıştı. Mülakat esnasında da bu konu üzerine bir hayli konuştuğumuzu hatırlıyorum.

Üretim var oldukça, mavi yakalıya ihtiyaç sınırsız olacaktır. Mavi yakalı çalışanlar üretmedikçe, beyaz yakalı çalışanların idare edeceği herhangi bir şey olamayacaktır. Mavi yakalı çalışanlara dokunmak gerektiğini unutmayalım.

Mavi zirvelerin çoğalması, mavi yakalı çalışan arkadaşlarımızın iş hayatındaki beklentilerinin karşılanması dileğimle,

Sevgiler.

Share This:

Kategoriler: İK

0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.