Benim için Pazar görünümlü Pazartesi gecesinden herkese içten bir Merhaba,

Neden mi böyle dedim? Aslında sorunun cevabı, konunun başlığıyla doğrudan alakalı.

Deneme süresi veya performans değerlendirme kriterlerinden biri olan, “görev bilinci ve işe bağlılık” unsurunun tam bir yansımasını bugün kendimde ziyadesiyle gördüm. Buyrun..

Bugün günlerden, sendromsal etkisini taa bir gece öncesinden hissetmeye başladığım Pazartesi’ydi. Halbuki Pazar gecesi, 42. İstanbul Müzik Festivali açılışında Borusan Filarmoni Orkestrası’nın harikulade konseri ile ruhumu tazelemişken, bu güzel müziğe rağmen, artık nasıl bir sendromsa bu hissettiğim, stres akabinde aşırı yeme sonucu pert olan bedenim, sabaha sağ salim çıkamadı. Ve sabahın kör vakti dünya iyisi Müdürümden izin isteyerek işe gidemedim. Evde dinlenmeliydim, yoksa bünyem sağlığına kavuşamayacaktı. Ağzım bunları söylerken, aklım günün planlamasına gitmişti bile. Yapılması gereken işler, sanki şirket ben olmadan gazeteyi çıkaramayacakmış gibi bir hissiyat, tam bir görev bilinci.

Gelen maillere anında cevap verme isteği, hasta yatağımdan bölge mülakatlarının organize edilmesi, uzaktan işyeri bilgisayarına bağlanıp her ay sonu ve ay başı yaptığım organizasyon şemalarının güncel tutulması, kapanan pozisyon başvurularına olumsuz dönüşlerin yapılması, olumlu bir adayımıza teklif sunulması, ertesi gün aranacak uygun CV’lerin taranması, hatta gazete çalışanları ile sürekli iletişimde kalınması gibi. Fiziken işyerinde olmasam da ruhen oradaydım 🙂

Bu işler bugün yapılmasaydı da olurdu elbet, fakat görev bilinci öyle kuvvetli bir etki yaratır ki işine sadık insanda, söz konusu işlerin zamanında hallediliyor olmasının verdiği güven paha biçilemezdir bu kişi için, yani bu yazıda benim için 🙂

Peki hasta hasta bunca işi yaparken dinlendim mi? Tabi ki. Hem bedenim hasta yatağımda, hem de zihnim tamamlanan işlerin verdiği huzurla.

İşte kısaca görev bilinci budur!

Burada bitirmeliyim, yarın işyerinde hem bedenen hem ruhen bulunmalıyım 🙂

Her çalışanda görev bilinci olması dileğimle,

Sevgiler..

Share This:

Kategoriler: İK

1 yorum

Gökhan Yılmaz · 2 Haziran 2014 19:45 tarihinde

Merhaba değerli arkadaşım

Öncelikle geçmiş olsun en kısa zamanda eski formuna dönersin inşallah.

Bazen rahatsız olsak bile sorumluluk bilinci ile mekan zaman fark etmeden bir şekilde iş süreçlerine o ya da bu şekilde katılmak zorunda kalıyoruz.

Allah’tan ki bilgi teknolojilerindeki gelişmeler tam olmasa bile iletişim,bilgi gönderimi ve alımında bizlere kolaylıklar sağlıyor.

Bugün İpek hanımın yayınladığı güzel bir yazı vardı.Yazını okuyunca o aklıma geldi.”İK’cının Teknoloji İle Dansı”

http://www.kaynagiminsan.com/2014/06/02/ikcinin-teknoloji-ile-dansi/#.U4wy9DCsrcQ.twitter

Sağlık,yüksek motivasyon,başarı ve mutluluklarla dolu güzel bir hafta dilerim.

Saygı ve selamlar

Gökhan Yılmaz

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.