Psikoloji; okumayı en çok istediğim ve mesleğini icra etmeyi hedeflediğim bir bölüm idi. Maalesef olmadı, fakat insan ve psikolojisi ile ilgili olarak kendimi geliştirmeye ve yazmaya devam edeceğim her zaman. Bu ara kafayı taktım çalışan mutluluğuna 🙂

Geçenlerde, takip ettiğim “Gücümüz İnsan” sitesinde çok güzel bir yazı okudum ve sizlerle paylaşmak istedim. Aşağıda, çok hoşuma giden bu yazının bir bölümünü alıntıladım. Mutluluğumuz için bir şirketin aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekmiyor mu sizce de?

“…Mutlu bir ortam için temel bir sır: Sevgiyle açılan bir kapı inşa edin. Üzerinde değerlerinizin olduğu hoş geldin yazısı olsun. Nereye gidildiği belli olan koridorlarınız. Bir üst kata çıkarsam beni ne bekler sorusunun cevabı şeffaf olsun. Her ofisinizde çalışanlarınızın yararlanabileceği kadar bilgi olsun. Ofisleriniz rahat ve konforlu olsun. Çalışanlarınız işini yaparken karnının guruldadığını duymasın. Fikrini söylerken çevresinde dinleyen kulaklar bulsun ki, söyleyeceği sözü bol olsun. Siz çalışanlarınıza öyle bir bahçe yaratın ki, gülümsemeleri ve değer yaratmaları için nedenleri olsun.

İşte idolüm olan yöneticilerin anlayış tarzı budur. Kim istemez ki çalıştığı işyerinin böyle bir bahçe gibi olmasını, istemeyen varsa beri gelsin 🙂 Her çalışanın bunu isteyeceğine eminim, çünkü;

  • Sevgi, insan hayatının olmazsa olmazıdır. İş hayatı ile sınırlayacak olursak, insan işini, işyerini, iş arkadaşlarını, yöneticisini sevmek ister. Böylece kendisine olan güveni, sevgisi ve saygısı da artar. İyi iş çıkarır, çıkardığı işi sever, mutlu olur, daha iyisi için çabalar… ve bu böyle gider.
  • Bir insan düşünün kendisini ilgilendiren her konudan haberdar. Bir şekilde kendisiyle bağlantılı olan işlerle, kişilerle, bölümlerle ilgili her şeyi biliyor. İş sürecinde bir sonraki aşamada kendisini nelerin beklediğinin farkında. Ve bu sayede, çevresine güveniyor yüzü gülüyor. İşte bunun adı şeffaflık, işyerlerinde vurgulanması gereken güven kavramının mihenk taşı.
  • İnsanlar bilgiye açtır. Tezimde bahsettiğim gibi, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine son dönemlerde bilme ve anlama ihtiyacı da eklenmiştir. İnsanlar hep daha fazla bilmek ve öğrenmek ister. Bu nedenle, ofislerde bilgiler havada uçuşmalı, isteyen istediği bilgiyi anında kapmalı diye düşünüyorum. Açık ofis uygulamaları, avantaj ve dezavantajları tartışılmakla birlikte, günümüzde bilgi akışını sağlayan önemli ve bence gerekli bir uygulamadır. (Şu an açık ofiste çalışıyorum ve birlikte çalıştığım arkadaşlarımdan o kadar çok şey öğreniyorum ki, bir kulağım sürekli onlarda bir şey daha öğrenirim diye.)
  • Kendini rahat hissetmek! Kulağa ne kadar da hoş geliyor değil mi 🙂 “Ay şimdi bunu söylersem iş arkadaşlarım ne düşünür? Of çalışma alanımı beni motive edecek şekilde düzenlemek istiyorum ama yöneticim kızmasın. Keşke ofiste kot pantolonla çalışabilsem ama olmaz ki kızarlar, gülerler, maazallah işimden olurum. Müzik dinleyerek çalışmak güzel olurdu ama nerdeee izin vermezler.” gibi söylemleri en aza indirmek hedef olmalı bence. İnsan rahat olmak ister, bu kadar basit. Mümkün olduğu kadar rahat ve eğlenceli bir iş ortamının yaratacağı güzellikleri tartışmaya gerek yok.

Alıntıladığım yazıdan çıkardığım sonuçlar şimdilik bu maddelerden ibaret. Konu üzerine biraz daha düşününce maddelerin uzayıp gideceğini biliyorum, hala aklımda kalanlar var doğrusu. Kısacası, çalışanlar bu sayede mutlu olur, severdeğer verir ve değer yaratır! E amaç da mutlu çalışanlar yaratarak bunu sağlamak değil mi? Hep bunu söylemiyor muyuz? Buyurun o zaman…

Her işyerinin birer bahçeye dönüşmesi dileğiyle,

Hoşçakalın..

Share This:

Kategoriler: İK

1 yorum

Gökhan Yılmaz · 9 Haziran 2012 08:33 tarihinde

Cansu yorum yapacak yer bırakmamışsın…:)

Emeğine sağlık

Sevgi ve saygılarımla

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.